Haber

Çavuşoğlu: “‘Doğal Gaz, Elektrik Kesintisi Yaşarız’dan Endişelenen Var mı? Hayır. Çünkü Bu İzlediğimiz Stratejik Politikaların Bir Sonucu”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Şu anda hepimiz Türkiye’deki yüksek enerji fiyatlarından şikayetçiyiz. Yani yüksek enflasyon da doğru, aramızda ekonomistler var, bugün Türkiye’de enflasyon yüksek. Diğer ülkelerde görece artıyor. ama bizimki biraz daha yüksek” Bunu çözmek bizim sorumluluğumuz. Elektrik fiyatları da Rusya’dan aldığımız doğalgazın 3-4 katı arttı. Dolayısıyla devlet desteklese de fiyatlardan şikayetçiyiz. Ama şunu da soruyorum size: ‘Bu yıl ya da önümüzdeki dönemde’ Doğalgazdan mı elektrikten mi sıkıntı çekeceğiz diye endişelenen var mı? Hayır, çünkü bu yıllardır izlediğimiz stratejik politikaların bir sonucudur.”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Türkiye’nin Girişimci ve İnsani Dış Politikası’ konulu konferansa katıldı. Çavuşoğlu şunları söyledi:

“KIBRIS VEYA KIRIM’DAKİ ANLAŞMAZLIKLAR DONMUŞ DEĞİL”

“Kadınlar gününüzü kutluyorum. Ülkemizde bu alanda önde gelen kurumlardan biri olduğumuzu gururla belirtmek isterim. Kadromuzun yüzde 38’i kadın. Meslek memurlarımızın yaklaşık yüzde 37’si, kadın personelimizin ise yüzde 44’ü kadın. genel müdürlerimiz kadın, büyükelçi sayımız şu an istediğimiz düzeyde değil, yüzde 21’in biraz üzerinde, bu sayıyı da artırmak için çalışıyoruz.

Bugün dünyada ciddi sorunlar ve krizler yaşanıyor. Savaşlar var. Savaş ve çatışmaların yüzde 60’ı yakın coğrafyamızda yaşanıyor. Afganistan’ı da dahil edersek. Bundan dolayı dünyada sadece fikirler, ekonomik faaliyetler değil, tehditler de küresel hale gelmiştir.

Uluslararası sistem bugün bu sorunların analizine katkıda bulunabilir mi? Çatışmaları önleyebilir mi? Krizleri yönetebilir mi? Mevcut çatışmaları dondurabilir mi? ya da analiz donduruldu derdik önceden dondurulmuş çatışma, şimdi gördük ki bu konular donmuş çatışmalar değil. Karabağ Savaşı ve Karabağ sorununun donmuş bir çatışma olmadığını, sadece analizin donduğunu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) çözemediğini ve Azerbaycan’ın kendi karnını kestiğini görüyoruz. Kırım donmuş bir çatışma değil. Kıbrıs donmuş bir çatışma değil, donmuş bir çatışmadır.

Uluslararası sistem yetersiz. Sadece AGİT değil, Birleşmiş Milletler (BM) de yetersiz, Avrupa Birliği (AB) de yetersiz. Avrupa Konseyi de yetersiz. Birkaç gün önce NATO toplantısındaydık. NATO’nun yeni bir stratejik konsepti var. Daha aktif hale getirmeye çalışıyoruz. Test ve tehditlerle başa çıkmada daha etkili olmasını istiyoruz. Buna terör de dahildir. Aynı şekilde AGİT, 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ve ötesi için kurulmuş bir barış projesidir. Ama bugün bunun ne kadar yetersiz olduğunu görüyoruz. Bu zor dönemlerde uluslararası sistemin de yetersiz kaldığı dönemlerde inisiyatifi ele alacak ve öncülük edecek girişimci güçlere ihtiyaç vardır. Gururla belirtmek isterim ki Türkiye de bu güçlerden biridir.

Dış politika bir güvenilirlik sorunudur. Nitekim bugün küresel diplomasinin en güçlü aktörlerinden biri Türkiye’dir. Çünkü söylediğimizi yapıyoruz, yaptığımızı söylüyoruz. İletişim çağındayız, teknoloji hızla ilerliyor. Kimin ne dediğini herkes görüyor. Türkiye, temel tavırları sayesinde güvenli bir aktördür.

“BUGÜN TÜRKİYE’DE ENFLASYON ORANI”

Bugün dünyada bir güç krizi var. Bugün Avrupa’ya baktığımızda kısıtlamalar var ama rezervler de var. Bu kışı geçirecek rezervleri olduğunu görüyoruz. Bu iyi birşey. Ama önümüzdeki kışla ilgili çok ciddi endişeler var. Bu krizi yaşayan birçok ülke var. Türkiye Cumhuriyeti’nde hepimiz Türkiye’deki yüksek enerji fiyatlarından şikayetçiyiz. Yani yüksek enflasyon da doğru, aramızda ekonomistler var, bugün Türkiye’de enflasyon oranı yüksek. Diğer ülkelerde nispeten artıyor ama bizimki biraz daha yüksek. Bunu çözmek bizim sorumluluğumuzdur. Elektrik fiyatları da Rusya’dan aldığımız doğalgazın 3-4 katı arttı. Dolayısıyla ister istemez devlet desteklese de fiyatlardan şikayetçi oluyoruz. Ama şunu da soruyorum: Aranızda bu yıl veya önümüzdeki dönemde ‘Doğalgaz veya elektrik işkencesi çekeceğiz’ diye endişelenen var mı? Hayır, çünkü bu yıllardır izlediğimiz stratejik politikaların bir sonucudur. Ancak Türkiye’nin bugün geldiği nokta sadece kendi güç güvenliğini garanti eden bir ülke değil, bugün Türkiye bir yandan kuzey-güney ekseninde küresel gıda güvenliğine katkıda bulunurken, diğer yandan da küresel güce değerli katkılarda bulunan bir güçtür. doğu-batı ekseninde ise güvenlik.

Diğer bir küresel sorun da terörizmdir. Terörizm az önce bahsettiğimiz zorluklar ve tehditler arasında giderek artan bir tehdittir. Bu nedenle Madrid Zirvesi’nde Rusya’dan sonra terörizm NATO’nun Stratejik Kavramına bir tehdit olarak dahil edilmiştir. Normalde bu, Türkiye ve İspanya’nın katkıları sayesinde oldu. Çünkü yıllardır terör belasıyla uğraşıyoruz. Son dönemde terör saldırılarına maruz kaldık. Hem İstanbul’da hem de Gaziantep’te. Tüm şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyoruz. Milletimize sabır ve başsağlığı diliyoruz. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sonuna kadar sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum.

“ATIRILACAK CİDDİ ADIMLAR VAR”

Doğal diplomasi alanında güvenlik güçlerimizin sahadaki çabalarını desteklemek zorundayız. Dışişleri Bakanlığı olarak her türlü katkıyı sağlamak için gece gündüz çalışıyoruz. Terörizmi NATO’nun Stratejik Kavramına dahil etmede oynadığımız rolden bahsetmiştik. Yine İsveç ve Finlandiya ile imzaladığımız üçlü muhtırada FETÖ, PKK, YPG; FETÖ ve YPG ilk kez dolaylı da olsa bir NATO belgesine girdi. Zira Zirve Deklarasyonu da bu belgeye atıfta bulunmakta ve desteklediğini söylemektedir. Bu terör örgütlerinin bu belgelere girmesi için uğraştık. İsveç ve Finlandiya Dışişleri Bakanları ile Romanya’da görüşmeye geldik. Bundan önce daimi komitede üçlü bir mekanizma kurmuştuk. Bu üçlü memorandumun uygulanmasını izlemek için bir komite kurduk. Bu toplantıdan sonra şunları gözden geçirdik. Atılan adımlar var ama atılması gereken çok önemli somut adımlar var. Onlara da söyledik.

Bütün dünya buna dikkat etmeye başladı. Yani Türk dünyasına. Türkiye, Azerbaycan ve Orta Asya. Bugün (Nikos) Dendias (Yunan Dışişleri Bakanı) soluğu orada aldı. Birkaç ziyarette bulunur. Nereye gidersem gideyim, Dendias sayesinde peşimden koşuyor. Eski arkadaşım. Doğal olarak endişeli. Niçin endişeleniyorlar, KKTC Semerkand’daki zirvede gözlemci üye oldu. Ama bu bir başlangıç, adım adım. Gerisi gelecek. Endişeleri, paniklerinin nedeni gelecek. Sonuçta Türk dünyası ile işbirliğimizi ve dayanışmamızı artırmamız gerekiyor. Türk dünyasının KKTC’yi gözlemci üye olarak kabul etmesiyle birlikte Türk Devletleri Teşkilatı ve Türk dünyası bu şekilde Doğu Akdeniz’e inmiştir.

“ERMENİSTAN İLE NORMALLEŞME SÜRECİMİZİ AZERBAYCAN İLE EŞ ORTAK SÜRDÜRMEK DOĞALDIR”

Kuzey Koridoru alternatif olmaktan çıkınca Doğu-Batı Merkez Koridoru önem kazandı. Yani üzerinde Hazar geçişinin, Orta Asya’nın, Kafkasya’nın ve Türkiye’nin yer aldığı Doğu-Batı Orta Koridoru. Bu koridoru canlandırmak, İpek Yolu’na dönüştürmek için bu toplantıları yapıyor, bu mekanizmaları kuruyoruz. Böylece Türk dünyasının önemi daha da arttı. Ermenistan da akıllanacak ve Ermenistan’dan geçecek projelerin hayata geçmesiyle bundan onlar da faydalanacak. Yani bir ülkenin Azerbaycan topraklarını işgal ederek huzur bulamayacağını 30 yılda gördü. Kalıcı olmayacağını da gördü. Ancak Türkiye ve Azerbaycan olarak barış elini uzattık. Azerbaycan kapsamlı bir barış anlaşması teklif etti. Müzakerelerin sonuç odaklı olması gerekir. Bizim de bir normalleşme sürecimiz var ama bunu sıradan Azerbaycanlı ile koordineli yürütmemiz doğal.

Avrupa’nın şu anda Türkiye’ye ihtiyacı var. Avrupa’nın ortasında bir savaş var. Avrupa’da büyük krizler yaşanıyor. İçinde yaşadığımız kıtanın istikrarlı olması ve ekonomisinin yeniden büyümesi bizim lehimize. Bazıları ‘Avrupa’nın ekonomisi berbat’ diyor. Güç krizi geçiriyor. Oh iyi diyor. Belli duygularla söylüyor. Ama gerçekçi düşünürsek bu olumsuz gelişmelerin bize yansıması da olumsuz olacaktır. Bu yüzden Avrupa’ya çok fazla odaklanmamız gerekiyor. AB üyeliğinden bahsetmiyorum. Bu sadece bize bağlı değil. Avrupa’da değerli bir aktör olarak oynayacak çok değerli rollerimiz var ve bu rolleri Avrupa’nın ve hepimizin yararına güçlendirmemiz gerekiyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu